Şubat sonunda ortama düşen, mart başında kesinleşen bir müjdeli haberle, 11 yıldır hem kolayca dinlenebilecek hem de olabildiğince deneysel olan bir müzik için biçare bekleyen âşıklarının içini heyecan kapladı; Faith No More birleşti. Haziran’da önce İngiltere’de ardından Almanya’da festivallerde boy gösterip belki de bir Amerika turnesine çıkacaklar. Paraya sıkıştıkları için de değil anlaşılan, çünkü bazı yeni materyalleri değerlendireceklerini söyleyip yeni bir albüm için de açık kapı bırakıyorlar. Dolayısıyla müzik aleminin bu en popüler deneysel grubunu anma, yaza girmeden önce havaya girme (belli mi olur, belki buraya da yolları düşer), yeni bir albüm için hayallere kapılma zamanıdır.
Faith No More eşit değildir Mike Patton. Ama o olmadan toplamda 40 milyona varan bir albüm satışına ulaşamayacakları için müzik âleminin yaşayan en genç (41 yaşında) ve verimli dehası Patton için ayrı bir parantez açmak gerek. Açarız elbet, önce biraz tarih dersi. FNM 1984-1998 arası yaptığı altı albümle gelmiş geçmiş en önemli alternatif rock gruplarından biri olmayı başardı. Çünkü harbiden alternatiftiler. Heavy metal, punk, funk, rap, caz, hip hop, hard core, soul, noise, progresif rock ve daha bilumum tarzı bir araya getirdikleri müziklerine funk metal de diyen oldu, deneysel rock da. Aslında tam da dört kanallı bir DJ mikserindeki cross-fader ayarlarıyla sürekli oynayarak dört kanal arasında da geçiş yapabilen bir cross-over idi müzikleri. Kanallardan birinde mutlaka metal tınısı, bir diğerinde funk hissiyatı vardı. Ve Patton’ın teknikten tekniğe zıplayan vokalinin ufku normal gözün göreceğinden çok ilerdeydi. Patton’sız ilk iki albümlerinde (We Care A Lot ve Introduce Yourself) müzikleri alternatif metal sınırınlarında kaldı. Ama çıkışları Warner Bross gibi majör bir şirketin ilgisini çekmeyi başardı. Chuck Mosely’nin rapcore vokali ve Roddy Bottum’un klavyeleri yine katmanlı bir müzik sunuyorlardı. Bu arada Mosely’nin de grupta çok kısa süre denenen Courtney Love yengeden vokali devraldığını da belirtmekte fayda var.
Derken Mike Patton şahsen benim esas saplantım olan lise grubu (nasıl tanımlayacağız şimdi bu müziği? Mümkün değil) Mr. Bungle’a ara vererek 1988’de gruba dahil oldu. İki haftada yazdığı şarkı sözleriyle yeni albüm üzerinde çalışılmaya başlandı. Ve grubun gelmiş geçmiş en çok satan albümü The Real Thing 1989 yılında çıkmış oldu. Albüm grubun takipçilerini hemen fethetti o ayrı, ama tüm dünyaya mâl olması bir sene sonra Epic isimli efsane şarkının MTV Video Ödülleri’ni almasıyla oldu. Sonra geldi altın ve platin plaklar. Nirvana öncesi bir alternatif rock grubunun elde ettiği en büyük başarıydı bu. The Real Thing zamanı 3 yıl sürdü ve 1992’de Angel Dust geldi. Patton’ın, ekibe dahil olduğu ama çömez olduğu, sadece vokal ve sözlerle katkıda bulunduğu The Real Thing’e nazaran, bu sefer şarkıların yapım sürecine de dahil olduğu ve müziğin onun beğenileri ve seçkileriyle yoğrulduğu, çok daha deneysel bir çalışmaydı Angel Dust. Başta The Temptations’ın Easy’si olmak üzere, Midlife Crisis, A Small Victory, Be Agressive gibi liste başarısı gösteren hit’ler içeriyordu. Liste başarısı göstermesi hiç önemli değildir normalde. De bu albümün gösterdiği başarı çizgisi bu kadar ticari olmayan bir albümün daha önce gerçekleştiremediği ölçüde yükselerek ilerlemiştir işte. Zaten Patton da FNM’den kazandığı paracıklarla daha önce sadece demo kaset olarak üretilen Mr. Bungle albümlerini çıkartmaya başladı teker teker.
Ardından 1995’de King for a Day… Fool for a Lifetime geldi. Grubun en kolay dinlenen albümü denilebilir bu çalışma için (The Gentle Art of Making Enemies, Cuckoo for Caca gibi kayıtları saymazsak). Kurucu üyelerden Jim Martin’in yerine Mr. Bungle gitaristi Trey Spruance aldı sazı eline. Bossa-nova’dan country’ye, cazdan hard core’a atlayan şarkılar FNM’ye yeni dinleyiciler kazandırmıştı belki ama albümün satışları düşük kaldı. Bu FNM ölçüsünde bir grup için daha az deneysel olduğu için başarısız olan ilk albümdür. FNM müzik endüstrisinin kurallarını değiştirmiş olur böylece. 1997’deki Album of the Year (Yılın Albümü) da satışlar iyice düştü. Grup kötü müzik yaptıklarına kanaat getirerek albüme bu ismi vermişti. Gitarist yine değişmiş ve Jon Hudson gelmişti. Last Cup of Sorrow, Ashes to Ashes, Naked in the Front of Computer, Mouth to Mouth gibi şahaneleri vardı hâlâ FNM’nin. Ama yaptıkları iş kendilerini tatmin etmiyordu artık, grup içi sürtüşmeler ve bolca yan proje ile ilgilenmek istekleri de artmıştı. 1998’de grup dağıldı.
FNM’nin bizlere bir kötülüğü olduysa, Linkin Park, Limp Bizkit, Incubus vb. nu-metal gruplarının peydahlanmasına sebep olmaları, özellikle ilk dönemdeki rap vokalli heavy metal sound’larıyla. Fakat The Beatles’ın St. Peppers Lonely Hearts Club Band albümündeki olağanüstü deneysel ve saykodelik sound’undan sonra onlar kadar popüler olamasalar da ortaya çıkmış en “deneysel ve popüler” gruptur kendileri. Hatta The Beatles önce bebelere müzik yapıp, zamanlamanın önemiyle de bütün dünyanın göz bebeği olduktan sonra deneyselliğe girişmişken, FNM ‘80’lerin ortasında başlayıp, kadafan, yara yara devam etmeleriyle deneyselliği popülerleştirmiştir. Bu anlamda da büyüklüğü inkar edilemez.
Şimdi, laf ağızdan bir kere çıkar hesabı, Mike Patton parantezi. Bu parantez açılmak zorunda, çünkü benim için FNM Mike Patton’ın grubu. Patton’ın müzikal dehasını anlamak, ölçmek için FNM yetmez. Şöyle bir veri belki yardımcı olabilir; 3 solo albüm, FNM ile 6 albüm, tanımlanamaz müzik grubu Mr. Bungle ile 4 demo, 3 albüm, avangart metal grubu Fantômas ile 10 albüm, yine alternatif rock-metal grubu Tomahawk ile 3 albüm (ki sonuncusu tamamen kızılderili müzikleri içeren Anonymus mutlaka dinlenmeli), efsanevi avangart cazcı John Zorn ile 16 albüm, aralarında Norah Jones, Massive Attack, Kid Koala, Dub Trio, Dan the Automator gibi elektronik ve pop müzik üreticileriyle bir araya geldiği Peeping Tom projesiyle (kendine ait bu projede, kendince pop şarkıları yapar) 1 albüm 2 EP, The Dillinger Escape Plan, Merzbow, The X-Ecutioners, Lovage, Dan The Automator gibi isimlerle ayrı ayrı yan yana gelerek yaptığı 7 duo albüm ve konuk sanatçı olarak yer aldığı 48 albüm daha. Sadece bu sene farklı projelerde 5 albümü çıkacak. Zaman kalırsa belki yeni bir de FNM albümü. Tabii sadece tuvalette işini görür gibi sık albüm üretmesiyle ölçmek istemem Patton’un yaratıcılığını. Herhangi bir Mr. Bungle ya da Tomahawk ya da The Dillenger Escape Plan projesi ya da ve özellikle John Zorn ve Ikue Mori ile yaptığı çalışmalardan birini dinlemek yeter neden bahsedildiğini anlamaya. Adamımızın yer aldığı videoları, çektiği kısaları, film müziklerini falan bir yana bırakırarak, filmlerde ve video oyunlarında genellikle yaratıkları seslendirdiği bilgisini de ayrıca vereyim. Bir anlamda FNM’nin dağılması müzik âleminin işine geldi demek yalan olmaz. Sahnede geçirdiği bir kaza yüzünden sağ elini hiç hissetmeyen bu projeler ve müzik adamı, hayranlarının gözünde her daim zaptolmaz, taviz vermez bir müzikal deha, bir deneysel müzik idolü, az röportaj vermesi ve işini anlatmayı sevmemesi nedeniyle mistik bir karakter, sesinin sığası ile ulaştığı hissiyatla yaşayan en önemli vokalistlerden biridir. O içerisinde olduğu sürece de Faith No More ile ilgili her haber biz kullarına heyecan verir. Müzik piyasası replay modunda sürekli kendini tekrar ederken, FNM gibi güçlü ve popüler bir grubun yeni bir şeyler üretme olasılığı ayrı bir önem taşıyor.
Nisan 2009, kargamecmua
👋🏼